Çıkmaz Sokak Üzerine
Batılılaşma hikâyesinin
önemli mekânlarından biri olan Şişli’de açılan oyun üst sınıf Osmanlı
ailesinden bir kesit aktarıyor. Dönemine göre oldukça sıra dışı bir tema seçen
Şahabeddin Süleyman meseleyi çok irdelemiyor; belki de şöyle söylenmeli:
Lezbiyenliğin heteroseksist cinsiyet kabulleri içindeki konumuna dair radikal
sözler etmiyor yazar. Bir ihtiyaç, bir arayış olarak görüyor onu; zengin ve
yaşlı Osmanlı elitine sunulan kadınların bundan çıkışının bir bahanesine
dönüşüyor lezbiyenlik.
Bu dönemde yayımlanan
hemen hemen tüm eserlere mührünü vurmuş bir eğilimdir söz konusu edilen. Sadece
eserlerdeki içerikle sınırlandırılamayacak; daha geniş bir perspektiften de söz
edilmelidir elbette. Osmanlı-Türk aydınının kafasındaki temel düşünce
Batılılaşmanın Osmanlıları tekrar altın çağına döndürmesi yönündedir. Batılı
zihniyetin de son kertede geleneksel Osmanlı mantığının tekrar işlemesi için
çalışması arzulanır. Dönemiyle kıyaslandığında çok ciddi bir konuyla karşımızda
duran Çıkmaz Sokak yenileşen Osmanlı
edebiyatındaki erkek-kadın eksenini kırması bakımından son derece kıymetlidir;
ancak kadın-kadın ilişkisinin bile erkek-kadın ilişkisini daha salih bir alana
çekmek için kullanılması manidardır.
Çıkmaz
Sokak son dönem Osmanlı toplumundaki kimi sorunları gözler
önüne sermesi açısından da değerlendirilmelidir. Bunlardan biri mürebbiyelik
kurumudur. Oyunun merkez kahramanı Refika mürebbiyeler için ağır ifadeler
kullanmaktan geri kalmıyor. Onları ironik bir biçimde âşıklarını düşünmekten
çocuklara zaman ayıramamakla suçluyor. Suçlanan mürebbiyelerin öznellikleri
olmuyor burada sadece; Refika onları da aşan bir Batı ithamına kadar vardırıyor
işi.
Oyunda Refika anahtar
konumdadır, birçok meseleye dair kayda değer cümleler onun ağzından veriliyor.
Bunlardan biri de genç Osmanlı kadınlarının yaşlı ama zengin Osmanlı üst
sınıfına mensup kişilere zevceliği sorunudur. Refika mürebbiyeler için sarf
ettiği ağır ifadeleri Nesip Paşa için de kullanmaktan imtina etmiyor. Paşa üzerinden
kadınların kocaya olan bağımlılıkları, özgürlükten yoksunlukları ve rahatça
aldatamamaları gibi birtakım problemler üzerinde durulur. Aynı zamanda, paşanın
oğluyla ilişkisi sayesinde Abdülhamid devri Osmanlı siyasetine dair az da olsa
bilgi sahibi oluruz.
Oyunda Refika-Cavide
ilişkisine paralel, pek onaylanmayan bir diğer ilişki de Nermin-Cavit
ilişkisidir. İlkindeki gizliliği çözecek olan da bu ikinci ilişki olacaktır
zaten. Şahabeddin Süleyman Cavit’in Nermin’e olan aşkını Refika-Cavide
ilişkisinin açığa çıkması için paravan yapmıştır denebilir. Bununla birlikte,
Cavit geç dönem Osmanlı ailesindeki züppe oğulları andırır. Tam bu noktada,
Mukbile’den de söz etmek gerekir. Zira oyundaki lezbiyen ilişkiye bir halka
daha ekleniyor; çünkü Refika’nın ilk aşığı odur. Mukbile giderek Refika’yla
arasını bozacak ve nihayetinde ona düşman olacaktır. Refika baştan itibaren
olumsuz bir izlenim bırakıyor okurda; sözleriyle eylemleri arasında sürekli bir
mesafe vardır çünkü. Bir yandan paşanın arkasından olmadık sözler ederken,
diğer yandan ona ardı ardına iltifatlar düzmekten geri kalmaz. Cavide ise daha olumlu ama pasif bir
konumdadır oyunda. Izdırabı kadınların hem saadeti, hem de mevcudiyeti olarak
görürken bile başkalarına zarar vermemenin öneminden bahseder.
Geç dönem Osmanlı
eserlerinde karşımıza çıkan kimi izlekler bu oyunda da vardır. Kadınların
kötücüllüğü, en ufak bir olayda intihara meyil ve okunan kitaplara kapılma gibi
yaygın durumlar Çıkmaz Sokak’ı
dönemindeki diğer eserlerle birleştirir.
Refika lezbiyenliği
paşayla olan ilişkisine halel gelmemesi için bir eğlence olarak görür. Oysa
çağdaş cinsiyet kuramlarının özellikle de Judith Butler’ın işaret ettiği üzere
homoseksüel ilişki eril ve baskıcı cinsiyet kodlarını yıkıma uğratma potansiyeli
taşır. Kendisi de bir zaman sonra tabulaşma potansiyeli taşısa da özerk ve
alternatif bir dil inşasının gerçekleştirilmesinde oldukça işlevseldir. Çağdaş
cinsiyet kuramlarına göre heteroseksist ilişki üreme odaklıdır ve geleneksel
yapının sürdürülmesine yarar. İşte homoseksüel ilişkinin varlığı bu üreme
ilişkisine bir son verdiği ve aktarımcı normları kesintiye uğrattığı için
radikal bir varoluştur.
Çıkmaz
Sokak’ta Refika bu üreme ilişkisine gönderme yapıyor
gibidir: “Bir kadın bir kadınla görüşür; fakat dostçasına görüşür. Ne yapabilir
ki?.. Bir şey olabilmek için muhakkak bir erkek lazımdır” diyerek lezbiyen
ilişkiyi hiçleyen bir noktaya ulaşır. Bu sözlerin devamında Cavide’yle olan
ilişkini paşanın namusunun kirlenmemesiyle açıklayarak cemaatçi Osmanlı
ailesinin bekasına dair önemli bir tespit yapar. Yaşlı Osmanlı aristokratının
adı çıkmasın diye kadınlar erkeklerle değil kadınlarla zevk ve eğlence
sefalarına dalsınlar, demektedir Refika. Gerçekten ilginç bir çözüm!
Erkek egemen kurallarla
çerçevesi çizilen bir dönemde ve onun edebiyatında hazırlanacak reçeteler bu
çerçevenin dışına kolay kolay çıkamaz. Lezbiyenlik gibi ana akım cinsiyet
söylemi dışında kalan bir konuyu ele alırken bile kulağında büyük geleneğin sesini
işitmektedir Osmanlı entelektüeli. Refika’nın oyundaki gelgitleri de bu sese
maruz kalıp kafası karışan yazarın gelgitleri şeklinde okunabilir elbette. Çıkmaz Sokak çıkmazın büyümesiyle sona
eriyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder